Fraunhofer IML araştırmacıları, yeni bir otonom mobil robot sistemleri (AMR, autonomous mobile robot systems) nesli oluşturuyor. Bu bağlamda tasarlanan ve üretilen EvoBOT 2020’den beri geliştirilmekte.

Yüksek Dinamik Sistem Kontrolü departmanından Patrick Klokowski evoBOT fikri ortaya çıktığında lojistik olarak paketleri herhangi bir yükseklikten  kaldırabilecek mobil bir robot geliştirmek istediklerini ancak aynı zamanda paketleri döndürerek veya baş aşağı yerleştirebilmeleri gerektiğini söylüyor. Bu da evoBOT’un raf yükleme, hizmet, kendi kendine (self) taşıma gibi çeşitli görevleri yerine getirebilmesine olanak tanır. Bu işlemlerin hızlı yapılması gerekir, ancak robot bir dereceye kadar da basit yapıda olmalı, aktüatör sayısı minimum düzeyde olmalı ve yalnızca görevi için gerektiği kadar büyük olmalı, az yer kaplamalıdır. Klokowski, bu gerekliliğin aslında mikroelektronik cihazların geliştirilmesinden yola çıkan devre kartlarını mümkün olduğunca küçük yapmayı ve mevcut alanı en iyi şekilde kullanmayı amaçlayan bir departman olmalarından kaynaklandığını söylüyor.

EvoBOT, kendi kendini dengeleyen tekerlekli robotlardan, nesneleri kavrayabilen ve taşıyabilen robotlardan farklı olarak bu özellikleri tek başına bünyesinde barındırır. Ters sarkaç ilkesi gereğince dik durur; bu, robotun alt kısmının üst bölümün ağırlığını korumak için sürekli olarak ileri geri hareket ettiği anlamına gelir. Üst kısımda ortalanmış olan evoBOT’un alt kısmında tahrikli tekerlekler bulunan iki bacağı ve uçlarında içe bakan disk şekilli kavrama pedleri olan iki kolu vardır; ancak robot, kolu boşken farklı tipte kavrayıcılarla da donatılabilir. Katlanarak bacaklarının yanına oturabilir, öne eğilebilir, saniyede 10 metreye varan hızlarda yuvarlanabilir. Çift optik kameralar, diğer sensörler ve haritalama sistemleriyle birlikte, robotun depo gibi manevra ihtiyacı duyulan ortamlarda engellerden kaçarken otonom olarak yolunu bulmasını sağlar.

Yüksek manevra kabiliyeti ve esnekliğe sahip olan evoBOT®’un modüler bir sistem olarak tasarlanmış olması, çeşitli uygulama alanlarına olanak sağlıyor ve bu, robotun yalnızca lojistik alanında değil, karmaşık şehir alanlarında da kullanılabilmesine olanak tanıyor. Bu da onu diğer taşıma robotlarından ayırıyor. EvoBOT küçük çıkıntılar ve engebeli araziler üzerinden rampa yukarı çıkarken de gerektiği durumlarda yatay hizada uzanarak kendisini kısaltabiliyor.

Robotun bir diğer özel özelliği ise insanlar ve robotlar arasındaki etkileşimi kolaylaştıran görünümüdür. Sonuç olarak, evoBOT® sadece bir taşıma robotu olarak değil, aynı zamanda insanlar için işbirlikçi bir yardımcı olarak da kullanılabilir.

Genel olarak, EvoBOT’un çok yönlü yetenekleri ve kullanıcı dostu tasarımı, taşıma ve işbirliği amaçlı robot teknolojilerinde gelecekte önemli bir rol oynamasını sağlayabilecek.

 

Kaynak: Fraunhofer IML